Yönetimde dengede kalmak ne demek? Bir lider olarak, stratejik kararlar alırken hem işin verimliliğini artırmayı hem de ekip üyelerinin mutluluğunu sağlamak zorundayız.
Esnek ve fakat disiplinli olmalıyız. Disiplin ve Kontrol kavramları zaman zaman mikro yönetim tuzağına düşmemize sebep olabilir.
Mikro yönetim, ekibin her adımının yakın markajda sürekli izlenerek, müdahale edildiği bir tarz. Aslında bu kontrol düzeyi performansı artırıyor gibi görünse de orta ve uzun vadede çalışanlar ve organizasyonlar için ciddi sorunlar yaratıyor.
Güvensizlik Ortamı Oluşuyor. Ve özellikle yeni nesillerin en önemli değerleri arasında şeffaflık ve çok yönlü güven var iken bu daha derin sorunlara sebep olabilecek bir tarz. Genç çalışanların büyük bir bölümü, özgürlük ve sorumluluk arayışında olup, sürekli denetim yerine ihtiyaç duyduklarında başvurabilecekleri yerde olmamızı talep ediyorlar. Yöneticilerin, kuşaklar arasındaki bu dinamikleri dikkate alarak esnek ve güven temelli bir yaklaşım benimsemesi, daha verimli ve yaratıcı ekipler oluşturmak için kilit rol oynayacaktır.
Kendisine güven duyulmadığı hisseden bireyler, kendi yeteneklerine ve kararlarına olan güvenlerinde zedelenme yaşamaya başlıyorlar ve iş motivasyonları azalmaya başlıyor.
Bu yaratıcılığı ve inisiyatif alma eğilimlerini azaltıyor. Sürekli dikte ile, talimat ile yönlendirilen bir ekip, bağımsız karar alma becerilerini kaybeder. İş hayatında statik düşünce hali artması kaçınılmaz sonuç. Çalışanlar, her konuda yöneticiye danışmaya başlar. Bu da yöneticinin aşırı yüke girmesine, iş süreçlerinin yavaşlamasına ve yeteneklerin gelişiminin durmasına neden olur. Bu sebeple biz iş yerinde sık sık; “Araştırıldı mı, konu bize getirmeden önce çözülmeye çalışıldı mı?” diye sorgularız.
Hataları cezalandırmak başka bir mikro yönetim tavrı. Ancak tekrar eden kronik hatalara da göz yummak, müdahale etmemek, iyileştirme yapmamak işinize saygısızlıktır.
Çünkü bazı bireyler mikro yönetimden beslenir. Nasıl olsa sorularımın cevabı defalarca da sorsam yönetici de var diye düşünerek gelişim kaygısı gütmeden sadece söyleneni yapmanın konfor alanındadırlar. Çok basit bir biçimde ulaşılması çok mümkün olan bilgileri bile ilk etapta soran takım arkadaşlarıma hep söylerim, “Şuraya baktınız mı? Kontrol etiniz mi?” Bunu bir gelişim metodu olarak gören hayatını ve kariyerini sağlam temeller üzerine inşa ederken, yöneticisinin beynini arama motoru gibi kullananlar iki ileri üç geri ile sürekli gerilemeye devam eder ve iş rutininde boğulurlar. Sonra da sık sık şikâyet etmeye başlarlar. Karşılıklı kısırdöngü başlar.
Başarılı bir liderlik, güven ve özgürlük dengesini sağlamaktan geçer. Ekip üyelerine sorumluluk verirken alan tanımak ve gerekli noktalarda denetim ile doğrusunu tekrar ederek hatırlatmak dengesi çok kıymetlidir. Yani özünde bebek bakıcısına dönüşmeden, öğretici, hatırlatan, alternatifleri ve çözümleri araştırması için çalışanı zaman zaman sorunun içinde yalnız bırakan ve ancak geri planda krize dönüşmeden de destek verebilecek bir mesafede durmayı öğrenmek gerek.
Yönetimde dengede kalmak ne demek? Bir lider olarak, stratejik kararlar alırken hem işin verimliliğini artırmayı hem de ekip üyelerinin mutluluğunu sağlamak zorundayız.
Esnek ve fakat disiplinli olmalıyız. Disiplin ve Kontrol kavramları zaman zaman mikro yönetim tuzağına düşmemize sebep olabilir.
Mikro yönetim, ekibin her adımının yakın markajda sürekli izlenerek, müdahale edildiği bir tarz. Aslında bu kontrol düzeyi performansı artırıyor gibi görünse de orta ve uzun vadede çalışanlar ve organizasyonlar için ciddi sorunlar yaratıyor.
Güvensizlik Ortamı Oluşuyor. Ve özellikle yeni nesillerin en önemli değerleri arasında şeffaflık ve çok yönlü güven var iken bu daha derin sorunlara sebep olabilecek bir tarz. Genç çalışanların büyük bir bölümü, özgürlük ve sorumluluk arayışında olup, sürekli denetim yerine ihtiyaç duyduklarında başvurabilecekleri yerde olmamızı talep ediyorlar. Yöneticilerin, kuşaklar arasındaki bu dinamikleri dikkate alarak esnek ve güven temelli bir yaklaşım benimsemesi, daha verimli ve yaratıcı ekipler oluşturmak için kilit rol oynayacaktır.
Kendisine güven duyulmadığı hisseden bireyler, kendi yeteneklerine ve kararlarına olan güvenlerinde zedelenme yaşamaya başlıyorlar ve iş motivasyonları azalmaya başlıyor.
Bu yaratıcılığı ve inisiyatif alma eğilimlerini azaltıyor. Sürekli dikte ile, talimat ile yönlendirilen bir ekip, bağımsız karar alma becerilerini kaybeder. İş hayatında statik düşünce hali artması kaçınılmaz sonuç. Çalışanlar, her konuda yöneticiye danışmaya başlar. Bu da yöneticinin aşırı yüke girmesine, iş süreçlerinin yavaşlamasına ve yeteneklerin gelişiminin durmasına neden olur. Bu sebeple biz iş yerinde sık sık; “Araştırıldı mı, konu bize getirmeden önce çözülmeye çalışıldı mı?” diye sorgularız.
Hataları cezalandırmak başka bir mikro yönetim tavrı. Ancak tekrar eden kronik hatalara da göz yummak, müdahale etmemek, iyileştirme yapmamak işinize saygısızlıktır.
Çünkü bazı bireyler mikro yönetimden beslenir. Nasıl olsa sorularımın cevabı defalarca da sorsam yönetici de var diye düşünerek gelişim kaygısı gütmeden sadece söyleneni yapmanın konfor alanındadırlar. Çok basit bir biçimde ulaşılması çok mümkün olan bilgileri bile ilk etapta soran takım arkadaşlarıma hep söylerim, “Şuraya baktınız mı? Kontrol etiniz mi?” Bunu bir gelişim metodu olarak gören hayatını ve kariyerini sağlam temeller üzerine inşa ederken, yöneticisinin beynini arama motoru gibi kullananlar iki ileri üç geri ile sürekli gerilemeye devam eder ve iş rutininde boğulurlar. Sonra da sık sık şikâyet etmeye başlarlar. Karşılıklı kısırdöngü başlar.
Başarılı bir liderlik, güven ve özgürlük dengesini sağlamaktan geçer. Ekip üyelerine sorumluluk verirken alan tanımak ve gerekli noktalarda denetim ile doğrusunu tekrar ederek hatırlatmak dengesi çok kıymetlidir. Yani özünde bebek bakıcısına dönüşmeden, öğretici, hatırlatan, alternatifleri ve çözümleri araştırması için çalışanı zaman zaman sorunun içinde yalnız bırakan ve ancak geri planda krize dönüşmeden de destek verebilecek bir mesafede durmayı öğrenmek gerek.
Kıvılcım Mert
#Liderlik #Yönetim #EkipÇalışması #İşKültürü #MikroYönetim #kuşaklar